Senelerdir film/dizi izlerim, ben hayatımda bu kadar saçma
bir sebeple gezegen hatta evren yok etme sebebi görmedim. Dizimizin yirmi
ikinci bölümündeyiz ve ben böyle bir bölümle karşılaşacağımı hiç ama hiç tahmin
edemedim. Bizim Yeşilçam’ ın arabesk filmler dönemini bile mumla arıyor insan
bu bölümü izlediğinde. Bu gözler çok saçmalık gördü, en büyüğünü Aya’ nın kötü
karakter olması – ve bunun sebebi - zannediyordu ki yanıldığını anlamakta çok
da gecikmedi. Bölümümüz, tahmin edildiği üzere Zamaron ve Yıldız Safirleri’ ni
içinde barındıran bir bölüm. Peki eski dostlarımızı görmek bizi mutlu ediyor mu
? Kesinlikle vereceğim cevap ‘’ Hayır! ‘’ olacak.
Aya ve beraberindeki
İnsan Avcıları’ nın Zamaron’ a düzenledikleri baskınla başlayan bölümümüz,
başta büyük bir heyecan uyandırdıysa da işgalin sebebini duyunca bu heyecan
ister istemez yerini hayal kırıklığına bırakıyor. Bu baskının sebebi Aya’ nın
aşk acısı. Razer tarafından reddedilişinin ardından, aşkın kötü bir şey olduğuna
karar veren Aya, evreni yok etme girişimlerine Zamaron’ dan başlamak istese de Prenses
Gi’ata ile yaptığı konuşmalar sonucunda nefret ve aşk arasında bir karşılaşma
düzenlenmesine karar veriyor, ancak kafanızı duvarlara vurmanıza sebep olacak
konuşmadan ufak bir parçayı size burada göstermezsem içim hiç rahat etmeyecek :
Prenses Gi’ata : Sevdim, seviyorum…
Aya : Bundan bu kadar emin olmana sebep olan sevdiğin
kim ?
Prenses Gi’ata : Dünya’dan Hal Jordan’ ı seviyorum.
Aya : Ya o kimi seviyor ?
Prenses Gi’ata : O, başkasını seviyor.
Aya : O zaman aşk, sana acıdan başka bir şey
getirmemiş.
Tabii muhabbetin devamından sonra Aya’ nın karar verdiği
müsabakada nefreti temsilen Atrocitus ve aşkı temsilen de Carol Ferris ringe
çıkıyor. Hatırlarsanız geçtiğimiz bölümlerde Carol Ferris, Yıldız Safirleri’ ni
aydınlatmış ve onların bir nevi akıl hocaları
olmuştu. İki duygunun da şampiyonlarının karşı karşıya geldiği bu müsabakaya da
sevinemiyoruz, çünkü içi boş. Atrocitus’ u uzun bir aradan sonra görmüş olmak
da keşke beni sevindirebilseydi, fakat senaryoda gerçekten gereksizce bağırarak
dövüşmekten başka bir işe yaramadığından olmasa da olurdu dedirtiyor. Fakat
yine de şunu söyleyelim, istediği kadar içinde Aya’ yı barındırsın veya ana
konuyla bağlantısı var gibi görünsün, bölümün ana konu ile aslında hiçbir
alakası yok. Bölümün amacı Atrocitus, Carol Ferris ve Yıldız Safirleri’ ni göstererek
vakit geçirtmek.
Bu arada bölümümüz
hakkında ufak bir ayrıntıyı da paylaşalım. Bölümümüz ismini Pat Benatar’ ın
seslendirdiği ‘’ Love is A Battlefield ‘’ şarkısından alıyor. Bölümümüz ile çok
alakalı olmasa da nostalji sevenlerin bu şarkıyı dinlemesini ve hatta oldukça
hoş klibini izlemesini de tavsiye ediyorum. Bir diğer söylenecek şey ise, Aya’
nın nasıl durdurulacağının ve finalinin nasıl olacağının az çok açıklık
kazanmış olması. Bunu şimdi burada söyleyerek çok büyük bir bilgiyi vermek
niyetinde değilim ama bu bölümün sonunda Aya’ nın nasıl durdurulacağı
anlaşılmış oldu. Ama şunu söyleyebilirim ki oldukça kötü bir final, bizi
bekliyor. Bir sonraki bölümümüz de isminden anlaşılacağı şekilde Larfleeze ile
alakalı. Ben hiç değilse ana konu ile alakalı olmayan bölümlerin biraz
kullanılacağını düşünürken, Aya’ nın kötü karakter haline getirilmesinin
sıkıntısını oldukça çeken senaristler ancak bu yolla diziyi izlenebilir kılıp, kurtulmayı tercih
ediyorlar. Finalimize oldukça az bir zaman kaldı, bakalım gelecek bölümler
nasıl olacak, bunu hep beraber göreceğiz fakat şimdilik bir incelemenin daha
sonuna geldik, bir sonraki incelemede görüşmek üzere, hoşçakalın.
'' Hellbazer ''
0 yorum:
Yorum Gönder