Yeşil Fenerler ile olan maceramız tüm hızıyla devam ederken,
küçük bir ara verip çok değerli bir oyuncudan bahsetmek istiyorum; Ron Perlman.
Bugün her çizgi roman severin izlediği animasyonlarda fark edilmeyen, es
geçilen bir ses o aslında. Sıkılmazsanız hemen bir liste sunayım size :
1-
Batman : The Animated Series (
Clayface )
2-
Fantastic Four ( Bruce Banner /
Hulk )
3-
Iron Man ( Bruce Banner / Hulk )
4-
Phantom 2040
5-
The New Batman Adventures (
Clayface )
6-
Superman : The Animated Series (
Jax-Ur )
7-
Static Shock
8-
Justice League ( Clayface / Orion
)
9-
Avatar : The Last Airbender ( Ateş
Lordu Sozin )
10-
The Batman ( Killer Croc, Bane )
11-
Batman : Brave and The Bold ( Double X / Dr.
Ecks )
12-
Justice League : The Flashpoint Paradox (
Deathstroke / Slade Wilson )
Listede aslında
birkaç animasyona da değinmesem bile, en azından animasyon dünyası için sesinin
ne kadar kıymetli olduğu anlaşılabilir. Burada seslendirdiği oyunlardan da
bahsetmedik bile. Sinema dünyasında da kendisini Hellboy olarak tanıyoruz, ki
ben Ron Perlman gibi bir oyuncuyla bu işe girişmiş olsam, kendisiyle uzun
soluklu bir Hellboy projesine imza atardım. Sinemada ilk defa kendisiyle vücut
bulan bu karakterin ona yakıştığını söylemeden geçmek de istemem. Sesiyle de
Hellboy animasyonlarında yine Hellboy olarak karşımıza da çıktı. Ama benim
kuşağım onu daha önce başka bir çizgi roman uyarlamasında gördü; Blade II
filminde oynadığı Reinhardt karakteriyle. Bunun yanında geçmiş yıllarda Clay
rolüyle bugünlerde çizgi romana uyarlanan Sons of Anarchy dizisinde de rol aldı
ki buradaki ‘’ Clay ‘’ acaba geçmişteki seslendirmelerine bir gönderme miydi ?
Belki de öyleydi fakat onu sevmemizi sağlayan başka bir şeyden bahsetmek
istiyorum izninizle. Ron Perlman’ ın lösemi hastası bir çocuğun dileği üzerine saatler
süren makyajın ardından, tüm gününü Hellboy olarak o çocukla geçirdiğini
biliyor muydunuz ? Bu onun iyi bir oyuncu olmanın yanında iyi bir insan
olduğunu da gösterir ki umarım onu daha birçok filmde Hellboy olarak görme
şansımız olur.
Bölümümüzün adından
anlayacağınız üzere, Sinestro’ yu – nihayet – görüyoruz bu bölümde. Şahsen
kendisini Hal Jordan’ dan daha çok sevdiğimi düşünürsek, benim için dizinin en
sevilen bölümleri arasında kendisine yer bulması da kaçınılmaz oldu ‘’ Prisoner
of Sinestro ‘’ nun. Tabii şimdi yukarıda anlatılanlara anlam vermeye
çalışıyorsunuz, neden ilk başta Ron Perlman’ a değindiğimi düşünüyorsunuz. Yeşil
Fener evreninde en sevdiğim karakterlerden biri olarak Sinestro’ yu bu bölümde
Ron Perlman seslendiriyor.
Bölüm temel olarak, daha Sinestro Birliği’ nin kurulmadığı
yani Sinestro’ nun hala Yeşil Fener olduğu zamanlarda geçtiği için bir nevi
Sinestro’ nun tanıtımı niyetiyle de yapılmış dememiz mümkün. Örümcek Birliği
gemisinden beraberinde suçlu Neuroxis ile kaçarken Hal Jordan ve ekibinden yardım
isteyen Sinestro’ nun gemiye gelmesiyle karakterlerde görülen gariplikleri
başta anlamlandıramasanız da gemide gerçekleşen her şeyin Neuroxis ile alakalı
olduğunu çok geçmeden fark ediyorsunuz zaten. Fakat yaşanan garipliklerin,
karakterlerin bilinçaltlarıyla uyumlu olması nedeniyle başta bunu kolayca
anlayamıyorsunuz. Bu yüzden bölüm senaristleri de takdiri hak ediyorlar. Hem
Sinestro’ nun tanıtımı hem de üst metinin anlatımı birbirine gayet güzel
harmanlanmış, bölümün sonu da amacını yerine getiriyor.
Sinestro sanırım tek
bölümlük bir konuk oyuncu gibiydi, bu nedenle sonraki bölümlerde kendisini
görmeyi pek beklemiyorum. Bildiğiniz üzere malum gemimizden bıkmış bir insan
olarak, neredeyse bölümün tamamının geminin içinde geçiyor oluşu da bölümün
negatif özelliğiydi. Fakat gayet mantıklı hazırlanmış bir senaryo ve Sinestro’
nun varlığı olumlu bir yön olarak da izleyiciyi
memnun etmeye yetiyor. Ana konuda yaşanan bir bölümlük ara da izleyiciyi
biraz rahatlatmıştır diye düşünüyorum, sonraki bölümlere pek de ipucu
bırakmayan bu bol Sinestro’ lu bölümün tadını çıkarmaya bakın.
Son olarak finale
oldukça yaklaştık, final vakti yaklaştıkça da zorlu bir düşman olarak Anti –
Monitor’ un nasıl durdurulacağı, İnsan Avcıları sorununun nasıl çözüleceğini
merak içinde bekliyorum. Çünkü tek bölümde son dakikalara sığdırılan mucizevi
zaferler, artık insanı oldukça sıkan bir klişe ve dizi izleme keyfine oldukça
zarar veriyor. Bakalım önümüzdeki bölümlerde ne olacak. Böylelikle bir
incelemenin daha sonuna geldik, bir sonraki bölümde görüşmek üzere, hoşçakalın.
‘’ Hellbazer ‘’
0 yorum:
Yorum Gönder