DC Comics ve Dizileri


Aslında uzun zamandır böyle bir yazı yazmak aklımda vardı, ilk önce yazmak House’ un şansı oldu, fakat benim de söylemek istediklerim var.Makale yazma konusunda ilk girişimim olarak, benim için önemli olan bu yazı ilk olduğu gibi son da olmayacak, şimdiden planlamam da hazır, fakat en günceli bu olduğundan ilk yazım da bu olacak.Hatta ufak bir sürprizim de olacak, demedi demeyin, bitti dediğiniz bir şey yeniden canlanacak bile olabilir, neyse daha fazla konuşup da sürprizi kaçırmak istemem.

 Bugün televizyonda House’ un da değindiği şekilde ilk önce yayınlanan, sonra yayınlanması planlanan dizilere el atacağım,Baştan da uyarayım bu bir övgü dolu yazı da olmayacak, daha çok eleştirel bir yazı olacak.Sinema dünyası hakkında makalelerimi de bundan sonra görme fırsatınız olacak elbet, asıl eleştirilmeye başlanması gereken nokta bu olsa da şu sıralar birçoğu yarı sezon finallerini yapmış veya yapmak üzereyken dizilere değinmek en mantıklı tercih oldu benim için.Yayındaki dizilerimiz hangileri ? Gotham, Arrow, The Flash ve Constantine.Planlanan diziler hangileri ? Krypton, Supergirl, Lucifer, Titans ve Preacher. Burada bahsedeceğim dizilerin bazılarını izlemediğimi, bazılarını ise hiçbir zaman izlemeyeceğimi ilk baştan hemen söyleyeyim. Ön yargılı bir tutum içindeyim diye düşünebilirsiniz fakat bu ön yargı ile açıklanacak bir durum değil.Mesela Gotham’ dan başlayalım eleştirmeye, bakalım nereye varacağım.

 Kâr odaklı çalışmak kolay değil, insanları biraz kandırmalı, biraz göz boyamalısınız.En nihayetinde bir dizi üretiyorsanız, gökten zembille inecek bir izleyici kitleniz olmayacaktır elbet.Bunu çeşitli yollarla sağlarsınız, hepsine burada değinirsem okuyacağınız yazı iki bölüme çıkabilir o yüzden bu dizinin yapımcılarının seçtiği yola değinelim direkt; hayran kitlesine hali hazırda fazlasıyla sahip olan Batman evreni üzerinden gitmek.Bu kurnaz bir yol, hem de oldukça kurnaz ! Çünkü polisiye bir dizi çekecek olan bu şahıslar, atıyorum ‘’ New York ‘’ diye bir dizi çekmeye kalksalar, diziyi tanıtmak, kalitesini ispat etmek, yeni karakterler oluşturmak ve bunları olabildiğince detaylı anlatmak zorunda kalacaklardı.Fakat ne oldu ? Bir evrenin ve karakterlerin resmen üzerine yattılar, şehrimizin adı Gotham, karakterlerimiz Jim Gordon, Harvey Bullock, Penguin, … vs. oldu.anlayacağınız bu şekilde fazlasıyla kurtuldular yeni karakter yaratma işinden.Sonra da Bruce Wayne’ i gösterdiler ki buradaki amaç da çizgi roman okurlarını memnun etmekti, yoksa gözlemlediğim kadarıyla çok da ‘’ Batman ‘’ lik bir havası yok.Anlayacağınız hazır bir izleyici kitlesi oluşturmak için, çizgi roman ambalajlı polisiye dizi yarattılar, yoksa çizgi roman dünyası ile karakterlerin isimleri dışında çok da bir bağı yok dizimizin.Kısacası polisiye bir diziyi, bize böyle yutturdular.Çok değil, kısa bir süre sonra şikayet etmeye başlanacaktır çizgi roman hayranları tarafından, tabii dizi böyle devam ederse.
 
 
 
Arrow ise tutuldukça çıldırdı, yönü saptırıldı ve oldukça da şaşırtıcı oldu.Olumlu bir şaşırtıcılıktan değil, olumsuz bir şaşırtıcılık demek istediğim.Ne ara Arrow’ un düşmanları bitti de sıra daha çok Batman’ in düşmanlarından olan Ra’s Al Ghul’ a geldi bunu çok merak ediyorum.Biraz mesaj kaygılı, biraz da başka yönlerden seyirci toplama kaygılı olan bu seçim, ilk gününden beri konuşuluyor.Başta dizi dünyasının Batman’ i durumuna gelmiş olan Arrow’ un izleyicilerine verilen bir mesaj olmasının yanında, Christopher Nolan’ ın filmiyle adını duyurmuş ki ‘’ çizgi roman okuyan ‘’ kitlenin de kendisinden gayet haberdar olduğu bu seçim de Arrow sevmeyen ama Batman seven kitleyi çekme amacı güdüyor.Kendi içerisinden çıkan bir dizi olan The Flash’ ın ardından dizide yeni bir kahraman daha ortaya çıkıyor; Atom.Bakalım, belki bu da bir diziye dönüşür, şimdilik çok da olası gözükmese de yayından çekecekleri diziler için gayet de alternatif olacaktır ya da Arrow’ un yanında çerez olarak arada sırada göreceğiz Atom’ u kim bilir.Zaten şu aralar Arrow, Atom’ un kıyafet seçimi konusuyla gündemde, çünkü Fallout 3’ ten esinlenme bile olmadan direkt çaldıkları ortada.Belki bunun fark edilmesiyle kostüm üzerinde değişikliklere giderler, belki de gitmezler.

 
 Peki Flash ? Severek takip ediyorum şu sıralar diziyi fakat bu dizi hakkında olumsuz düşünmediğim anlamına gelmez.Smallville fiyaskosuyla eşdeğer tutanlar var bu diziyi ama emin olun Smallville gibi bir fiyasko uzun süre ekranlara gelmeyecek.Finalinde bile Superman olmadan Superman olan ( ? ) Tom Welling, role seçildiği zamanlarda Clark Kent’ in gençliğine gayet de yakışıyordu fakat son sezonda artık yüzündeki çilleri ve kırışıklıkları saklayamıyorlardı bile.Neyse buna başka bir yazıda değineceğim ama The Flash dizisi bize bunu yaşatmadı.Düşünsenize on sezon süren bir dizi var ve finalinde Barry Allen, Flash kostümünü giyip Darkseid’ i dövüyor, güzel şaka.Dizi başlamadan önce çok isyan ettim, ilk isyanım oyuncu seçimi hakkındaydı, Grant Gustin’ in rolü kaldıramayacağını düşünüyordum ama izleyince görüşlerim değişti, hatta The Flash’ ın şimdiden duyurulan filmi ve hızla seçilen oyuncusu Ezra Miller’ ı duyunca Grant Gustin’ e ses çıkarmaz oldum.Diğer sıkıntılı nokta ise kostümüyle alakalıydı fakat dizi şimdilik tuttuğuna göre belki gelecekte bir kostüm değişikliğine gidilebilir, yine de kostümü diziyi izlemeye başladıktan sonra fena bulmadığımı söyleyebilirim ( ama değişsin ).Reverse-Flash’ ı oldukça da erken getirdiler, Flash’ ın en önemli düşmanının bu kadar hızlı evrene giriyor oluşu bence çok da iyiye alamet değil, biliyoruz ki düşmanların bu kadar hızlı tüketilmesi pek de iyi sonuçlar doğurmuyor, hele ki süper kahramanlığa yeni başlamış bir karakterin en büyük düşmanının birden karşısına çıkıyor oluşu, yok yok yapmayın böyle şeyler.Son olarak bu dizi hakkında görsel efektler bakımından birkaç şey söylemek istiyorum; evet, CGI bazen çok sırıtıyor.Hiç beğenmediğimiz Smallville’ de bile yakalanan görüntülerin ve efektlerin daha güzel olduğunu söyleyebilirim, yine de dizimiz daha yeni yeni oturuyor bazı şeylerin düzeleceğini umut ediyorum.

 
 Constantine…İşte en iyi giden dizi bu aslında ama yine de kıymeti bilinmeyen dizi de kendisi.Çizgi romanları her ne kadar New 52 saçmalığından nasibini almış olsa da biz onu eski hikayeleriyle sevmiştik, bu yüzden ben ve benim gibiler için ayrı bir yeri olan dizilerden.The Flash’ ın ardından severek takip ediyorum ama bu sıralarda iptal edilmesi bile söz konusu.House’ un da aynen  söylediği gibi ‘’ ... bir de kendi ilham verdiği Supernatural dizisinin çakması olmakla suçlanan Hellblazer’ ımızın … ‘’ şu an en iyi DC Comics dizisi olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.Gerek hitap ettiği kitlenin yaşça daha büyük olması ve bu yüzden korku öğelerinin bol bol yer alması gerekse oyuncu seçimleri konusunda hiçbir şikayetim olmadı henüz.Görsel efektlerinin de gayet yerinde olması cabası.Şu an tutmuyor oluşu tamamen kendi hayran kitlesini oluşturmuş olan Supernatural’ ın varlığı aslında.İster katılın ister katılmayın ama Supernatural’ ın tutmasındaki ana sebep de başrol oyuncusu kaynaklı, Supernatural’ ı ( ve malum oyuncusunu ) ağzından düşürmeyen bayan arkadaşlarımız fazlasıyla mevcut.Neyse birileri beni haksız yere cinsiyet ayrımcılığıyla suçlanmadan bu konuyu kapatıyorum ve dizinin iptal olmamasını en içten bir şekilde diliyorum.




Gelelim planlanan dizilere.bu kısımda da Krypton’ dan başlamazsak olmaz, çünkü Gotham nasıl ki bize Batman’ siz bir Gotham City sunuyorsa bu dizi de bize Superman daha doğmadan önceki bir Krypton’ u sunuyor.Az önce Gotham için ne dediysem şimdi de şunu söyleyeyim, oturup yapımcılar bir bilim-kurgu türünde dizi yapmak istiyorlar fakat yine bir izleyici kitle arıyorlar, bunun kılıfı da Superman’ in gezegeni oluyor.Dizinin yazarının David S. Goyer olması önemli değil, bana kalırsa olmaması gereken bir dizi, hatta yayınlanacağı kanal da Syfy olacağı söylendiğinden beri tartışmalar aldı başını gidiyor.Size şimdiden bir tahmin söyleyeyim, eğer Superman : Earth One okuduysanız burada bahsi geçen Kripton ile başka bir gezegen arasında savaşlar olduğunu hatırlayacaksınızdır.Hatta Man of Steel’ de bile Superman Earth One’ dan birkaç noktanın David S. Goyer tarafından biraz değiştirildiğini görmüş ve bazı noktalardaysa çizgi romanda gördüğümüz tarzda şeylerle karşılaşmıştık.Bu dizi için de yazarın David S. Goyer olacağı düşünüldüğünde elbette ki aklımda hemen bu esinlenmeler canlandı, anlayacağınız gezegenler arası savaş görmemiz mümkün, tabii dizi tutarsa.

 
 Sonrasında Superman’ in kuzenine çekilecek malum Supergirl dizisine geçelim.Bu dizinin yapılacağı söylendiğinde beraberinde söylenen ikinci şey zaman çizgisinin Arrow-Flash ikilisinin de olduğu zamana denk geleceğiydi ki böyle bir karar verdilerse veya vereceklerse bunu gayet anlayabiliyorum.Marvel Comics’ in Netflix ile yaptığı anlaşmayla beraber sinemada nasıl ki Avengers takımını kurduysa, aynı yolu takip ederek, önce karakterlere diziler çekilip sonra da bu karakterleri Defenders olarak bir takım altında toplayıp dizi dünyasına da bir takım kazandıracaklardı.Bunu gören DC Comics durur mu, yapıştıracak cevabı ve aynı zaman çizgisine üç kahraman yerleştirerek televizyon dünyasının kulaksız Batman’ i Arrow, süper hızlı Flash ve Superman’ in kuzeni Supergirl ile gayr-i resmi bir Justice League kuracak.Tabii bu hiçbir zaman resmi bir takım olmayacak belki ama bana kalırsa amaç gayet de bu.En nihayetinde Atom karakterinin de temelleri Arrow dizisinde atıldığına göre araya birkaç kahraman da sıkıştırılırsa olmaması işten bile değil !

Davulun patladığı noktaya gelelim; Titans.Eğer çekilirse işin boyutu çok farklı yerlere ulaşacak çünkü.Titans varsa Nightwing olacak, hatta söylentileri dolaşıyor ki hiç olmazsa Robin olacak, olmalı.Fakat bu takım en nihayetinde kahramanların ortaklarından oluşan bir topluluk.Ben daha öncelerden böyle bir dizi hatırlıyorum; Birds of Prey ! Dizide Barbara Gordon, Alfred Pennyworth, Dinah Lance ve Batman ile Catwoman’ ın kızı ( ? ) Helena Kyle’ ın olduğunu söylesem ne derdiniz ?  Bence şaşırırdınız ki bu diziyi birçoklarınız unuttu adım gibi eminim ki ( tüketim kültürüne girmiyorum ).İşte bu dizide bile saniyelerle sınırlı olsa dahi Batman’ i göstermek zorunda kaldılar, çünkü Batman ile ilişkili karakterler mevcuttu.En nihayetinde Nightwing de olsa Robin de olsa Batman’ in içinden çıkıp gelen bu karakterler için yeniden Batman’ e ihtiyaç duyulacak, gerek flashback amaçlı olsun gerekse bölümlük olsun.Yoksa bazı şeyler havada kalacak, özellikle çizgi romandan uzak ya da yeni yeni çizgi romana başlayan kitle için ki en nihayetinde kar amacı güttüklerini düşünürsek, sadece çizgi roman okuyucusu kitle ile yetinmeyecek diğer kişilerin de ilgisini çekmeye çalışacaklardır, o saatten sonra temelsiz kalmamaları adına bu karakterlerin ya flashbackleri ya da özellikle Batman ile yüz yüze görüşmeleri olacağını düşürsek, gördüğünüz gibi işin boyutu gayet de değişecek.Tabii bu büyük düşünüldüğünde böyle olacak, ya da Nightwing – veya Robin – diziye hiç dahil edilmeyecek ve bu tarz büyük düşüncelere hiç bulaşılmayacaktır, eğer dizi kesinleşirse bakıp göreceğiz.Fakat o dakikada sonra Batman eğer dizinin birkaç bölümüne dahil olur da izleyiciyi buna alıştırırlarsa neler olacağını da siz tahmin edin derim.Oldu ki dizide Nightwing oldu ama Batman’ e hiç bulaşılmadı, ben de dizinin sonunun Birds of Prey gibi olacağını söylesem çok da yanılmam herhalde.*
 Geriye kalan dizilerimiz için de şimdilik olmasa iyi olur düşüncesindeyim, Lucifer, Preacher deneyimleri Constantine’ nin başarı durumuna bağlı biraz da.Eğer Constantine başarılı bir yayın performansı sergilerse sıra onlara gelsin derim, ki zaten bir Lucifer dizisi çekilecekse temeli Constantine’ de atılır, tıpkı Flash’ ın temellerinin Arrow’ da atıldığı gibi.Aç gözlü olmamak lazım, en nihayetinde artık sinema salonları çizgi roman uyarlamalarıyla dolup taştı, televizyonda fazlasıyla dizi var ki daha da gelecek, Netflix ile beraber daha da artacak.Şunu unutmayın, bugün altını veya petrolü değerli kılan şey az olmasıdır, bugün çizgi roman uyarlamalarının giderek çoğalmasını endişeyle karşılıyorum çünkü çok olan şey bir süre sonra bıktırır, değer kaybettirir.

 
 Madem ki konsepti neredeyse House ile aynı olan bir yazı yazdım, buradan da küçük bir atışma başlatmak isterim.House, Amerika menşeili dizilerin bir kadın, bir erkek, aşk ve aksiyondan ibaret olmadığını düşünüyorsun sanırım, fakat yanılıyorsun.Hollywood’ un elinden çıkan neredeyse her yapım yakışıklı / karizmatik bir erkek, güzel bir kadın ve aşk içerir, klasik olarak bu olmazsa olmazlarıdır, ister dizilerde isterse filmlerde.Bazen bu insanı oldukça sıkar ve filmin başarısını etkiler bazen de dozunda tutulur ama en nihayetinde Hollywood’ dan çıkan neredeyse her işin içinde erkek-kadın-aşk-aksiyon olur.Sıkıcı olanlara örnek mi istiyorsun ? In Time, 300 : Rise an Empire, Daredevil gibi filmlerin yanında Smallville ( saldırmaya doyamadım ) gibi bir dizimiz bile var, örnekler çoğaltılabilir elbet.Bunun dozunu iyi ayarlayan film ve diziler de var ama bu yazı böyle uzar gider, o yüzden kısaca şunu demek istiyorum, bizim tek eksiğimiz, görselliğimizin olmaması bunun dışında karakter kullanımı ve olay konusunda hemen hemen aynı olduğumuzu iddia etsem çok da yanılmış olmam sanırım.Son olarak, ilk makalemi yazdığımı yazının başında belirtmiştim, bundan sonra da gerisi gelecektir ve sonraki çalışmalarımda sizlerle tekrar görüşmek üzere, hoşçakalın.**

 
* Birkaç saniyelik Batman eminim ki kimseye yetmedi

 
** Atışmanın kaynağı yazı için bkz.
 
 

 
'' Hellbazer ''

2 yorum:

  1. Arrow'da bir tek atom'u saymışsınız ama dizide bir tek atom yok. Black canary, katana, wildcat, huntress, red arrow'da var. Ve bence justice league girişimine bu karakterleri de dahil ederler

    YanıtlaSil
  2. Bence bu türlere en yakın marvel diziside lucifer.

    YanıtlaSil