New 52'de neler oldu - Green Arrow (1-16)

       New 52'de neler oldu yazı dizisinin ikinci kısmında son zamanlarda televizyon dizisi sayesinde popülerliği iyice artan Green Arrow karakterinin New 52 serisindeki ilk 16 sayısına göz atacağız. Green Arrow yayını reboottan sonra reboot olmak gibi tuhaf bir özellik taşıyor. Ama yeni seriye geçmeden önce karakterin geçmişine bir göz atalım.

        

     Green Arrow, ilk kez 1941 yılında DC'yi  oluşturan yayıncılardan More Fun Comics'in 73. sayısında ortaya çıkar. Karakter ilk çıktığında Batman'in karbon kopyasından başka bir şey değildi. Gündüzleri boş boş dolaşan milyarder playboy, geceleri ise maske takıp suçla savaşan bir kostümlü kahraman. Yanında Speedy adlı genç bir yardımcı, ok temalı araba ve uçak, ok mağrası adını verdiği bir gizli sığınak ve tuhaf alet edevatlar . Batman bile Quiver macerasında bir şeyinde orjinal olsun arkadaş demiştir. Hop biraz fazla ileri atladık, yeniden geçmişe dönersek o dönemlerde Green Arrow, aynı Batman gibi çeşit çeşit tuhaf ve renkli suçlularla savaşıyordu (Baş düşmanı bile bir Palyaçoymuş o zamanlar, pes!  ). Asla büyük bir popülerlik yakalayamasada yayınını sürdürmeyi başarmış hatta yaratılan ikinci süper kahraman takımı sayılabilecek Seven Soldiers of Victory ekibine bile girmiştir. Sonrasında Gümüş çağda karakteri Batman kopyalığından kurtarmak için bir takım değişiklikler yapılmıştır. En önemli katkılardan biri altmışlarda tüm servetini kaybedip karakterine sosyal demokratlık öğelerinin eklenmesidir. Ayrıca önemli kahramanlardan Black Canary ile bir dargın, bir barışık ilişkileri başlamış olur. Yetmişlere doğru görüntüsünde değişiklik yapılıp o ünlü sakal ve bıyık eklenmiştir. Ama Green Arrow için en önemli dönüm noktası 1970 yılında Yeşil Fener Hal Jordan  ile birlikte takım oldukları Neal Adams ve Dennis O'Neil'in elinden çıkan ünlü seridir.



     Bu seri, ikilinin Amerika'yı dolaşıp çeşitli sosyal sorunlara çözüm bulma arayışını konu alır.  Seri Oliver Queen ve Hal Jordan'ın yıllarca süren dosluklarını başlatan seri olmasıyla büyük önem taşır, sonrasında ikili çizgi roman sayfalarında sık sık bir araya gelmiştir. Bu ödüllü ve büyük ses getiren serini en önemli hikayesi kesinlikle "Snowbirds don't fly" adlı hikayedir.  Hikayede Oliver ve Hal uyuşturucu sorununa karşı savaş verirken , Oliver şok edici bir şekilde ihmal ettiği yardımcısı ve evlatlığı Roy Harper'ın bir uyuşturucu bağımlısı olduğunu öğrenir, bu bilgiyi kafanızda tutun ilerde çıkacak yazılarda sözü geçebilir. Büyük ölçüde çizgi romanlarda gümüş çağın bitiren olaylardan birisi bu hikaye olarak gösterilmektedir (Bir çok yerde iki yıl sonra olan Gwen Stacy'nin ölümünün gümüş çağı bitirdiği söylensede o aslında tabuta çkılan son çivi gibi bir şeydi) , masumiyetin ve saflığın sembolü olan kahramanların sidekick'i bir uyuşturucu bağımlısı olması o dönem için oldukça ses getiren bir olay oldu.  

    Sonrasında Green Arrow düzensiz aralıklarla yayınlanmaya devam etti, kayda değer olaylardan biride 83 yılındaki bir mini seride Kont Vertigo ile çatışmasıydı. O hikayeden sonra Kont Vertigo, Oliver'ın en büyük düşmanı haline geldi. Seksenlerin sonlarında ise DC, Green Arrow'u daha farklı bir şekilde yayınlamaya başladı. Mike Grell dönemi olarak bilinen bu dönemde Green Arrow, klasik süper kahraman hikayelerinden çıkıp Vertigo tarzı daha yetişkin kitleye  yönelik hikayeler işlemeye  başladı. Bir dişi suikastçi olan okçu rakibi Shado bu dönemde yaratılmış bir karakterdir.  Shado ile aralarında ilginç bir sevgi nefret ilişkisi olan Oliver, ondan bir çocuk sahibi olur (tamda bu dönemlerde Batman ve Talia'nın oğlu fikride "Son of Demon" hikayesinde ortaya atılmıştır, Oliver  bırak şu taklitçiliği artık). Mike Grell, 90'ların başında seriyi bıraktığında Green Arrow yeniden klasik süper kahraman hikayelerine dönüş yapar. Kısa süre sonrasında Oliver'ın başka bir kadından olan oğlu Conner Hawke çizgi roman dünyasına giriş yapar. Bu dönemde düşen satışlar yüzünden seride değişiklik yapılır, Oliver'ın Metropolis'e yapılacak bir terörist saldırıyı durdurmak için kendisini feda ettiği bir hikayeden sonra Green Arrow kostümü oğlu Conner'a geçer. 


    Fakat Conner'ın seriside pek uzun soluklu olmaz ve otuz sayı sonra yayın durdurulur. Peki Oliver nasıl geri döndü derseniz, gerçektende bilmeyi hiç istemesiniz ama yinede ben anlatayım. Çizgi romanla ilgili kişiler az çok Parallax ve Hal Jordan hadisesini biliyordur, Hal Jordan'ın yaptıklarının kefaretini ödediği 96 yılındaki "Final Night" hikayesinde Jordan, sahip olduğu tanrısal güçlerle eski dostu Oliver'ı diriltir. Bunu yaparkende Oliver bomba yüzünden parçalanırken onu kurtarmaya gelen Superman'in kostümüne  yayılan parçacıkları kullanır (Böylece Superman'in hiç kostümünü yıkamadığını öğrenmiş olduk). Ama işin daha ilginç yanı diriltilen Oliver ancak dört yıl sonra 2000 yılında başlayan yeni Green Arrow serisinde ortaya çıkar. On yıl daha genç görünen ve hafızasındaki bu on yıl silinmiş olan Oliver yeniden maceralara atılmaya başlar. Başarılı bir şekilde ilerleyen bu seri Mia Dearden gibi Arrow ailesine yeni karakterler katıp  Brick, Drakon gibi karakterlerle düşman listesinide genişletmiştir.


   Seri 2008'e kadar devam eder, bu dönem boyunca ekleyebileceğimiz bir başka ilginç ayrıntıda 2007 yılında yenilenen Green Arrow orijinidir. Bunca yıl doğru düzgün bir orijin yazılmayan Oliver'a en sonunda temel olacak bir köken hikayesi Andy Diggle tarafından Yıl Bir adıyla yazılır (Hâlâ okumadıysanız link ).  Sonrasındaysa DC radikal bir karar alıp Oliver'ı uzatmalı aşkı Black Canary ile evlendirip Green Arrow/Black Canary adlı yeni bir seriyi başlatır. Bu seriyi hiç okumadım ama okuduğum yorumlarda Green Arrow'un yavaş yavaş rayından çıktığından bahsediliyor, aslında o dönemde hemen hemen bütün DC yayınlarında problemler vardır, sıradaki büyük event olan Final Crisis'e hazırlıkta birçok yayın editör müdehaleleri yüzünden etkilendi. Green Arrow için ise en büyük sorun Final Crisis sonrası çıkan "Cry for Justice" adlı mini seride başladı. "Cry for Justice"'in ne kadar sorunlu bir hikaye olduğunu anlatmam oldukça uzun sürer ama tek bilmeniz gereken sürüyle karakterizasyon hatası olduğu ve oldukça kötü bir öykü olduğu. Serinin sonunda Oliver, Promethus'u öldürdükten sonra  hapse girer ve bu cinayeti affetmeyen Black Canary tarafından terk edilir. Sonrasında bir takım toparlama çabaları olsada Green Arrow serisi pekte rayına giremez ve en sonunda 2011'deki reboot gelir. 


Bir anlamda tüm reboot'un nedeninin bu şekilde gittikçe kötüleşen seriler olduğunu söyleyebiliriz. Şimdi New 52 dönemine gelelim, önceki dönem biraz uzun sürdü ama karakterin new 52 öncesi dönemini aşağı yukarı bilmeniz önemliydi.  Şimdi yeni seriye geçiş yapalım. Öncelikle New 52'nin Green Arrow için gerçek bir reboot olduğunu söylemeliyim, Oliver daha genç ve yeni bir dizayn ile ortaya çıkar ama beğendiğimi söyleyemem. Bir kere o kapşonu hiç  kafasına geçirdiğini görmedim, gözüne taktığı ufak maske ise hiçte gizli kimliğini saklayabilecek bir şey değil, eski serilerde gizli kimliği ortadan kalkmış ve  halk tarafından biliniyordu, yeni devamlılıkta ise yeniden gizli kimliğe dönüş yaptı ama o yüzü gören herkes Oliver'ı tanır çünkü Oliver yeniden zengin playboy kimliğine geri döndürülmüş. İlk sayıda aileden zengin Oliver çatılarda suçlu avındayken ayrıca şirketine göz koymuş olan ortağı Emerson ile uğraşıyor. Serinin yaratıcı kadrosu J.T.Krull,  Dan Jurgens ve George Perez'den oluşuyor ve şunu baştan belirteyim bu kadro oldukça iyi. Çizimler George Perez'in elinden çıktığı için harika görünüyor fakat malesef yaratıcı ekip yeni kurulan evrenin sıkıntısını yaşıyor ve hikaye olarak vasatın çok altında.

   İlk sayıda Oliver ta Paris'te sorun çıkaran iki başlı dört kollu bir kadın, insan üstü kuvvete sahip bir adam ve ellerinden elektrik atan başka bir adam ile savaşır. Oliver'ın ne kadar süredir Green Arrow olduğunu bilmiyoruz ama üç tane süper güçlüyle savaşmak ilk sayı için pekte iyi bir tercih değil. Green Arrow, Batman tarzında bir sokak seviyesi suç savaşçısıdır, genelde organize suç örgütleri ve  psikopat suçlularla ilgilenir arada sırada süper güce sahip rakiplerde karşısına çıkar ama daha ilk sayıdan üç tane birden çıkması ve onları kolayca alt etmesi pekte ilgi çekici görünmüyor.  Oliver onları hakladıktan sonra evi Seattle'a döner, Seattle mı? Star City'e ne oldu yav, o rezalet "Cry for  Justice" öyküsünde yıkılmıştı ama evren sıfırlandığı için yok sayılması gerekmiyor muydu? Seattle'da Oliver'ın iki tane yeni yardımcısı ile tanışırız, bilgisayar başında ona talimat veren Naomi ve kullanması için silahlar tasarlayan Jax. Karakteri yenilerken yeniden Batman taklitçiliğine  dönmenin manası nedir arkadaş, Oliver neden yine Batman'inki gibi yardımcılarla çalışmak zorunda. Oldu olacak Arrow Car ve Arrow Cave de gelsin . İlk sayının sonunda Oliver'ın yakaladığı süper güçlülerden ikisi başka bir takım süper güçlüler tarafından kurtarılır ve böylece karşımıza daha fazla süper güçlünün çıkacağının sinyallerini almış oluruz.


  İkinci sayıda bir sürü süper güçlü kötünün Oliver'ı bir tuzağa çekme çabalarını okuyoruz son sayfada Green Arrow'u öldürüşlerini canlı yayın şovuna çevirmeye çalışmalarıyla biter. İyi bir haber olarak üçüncü sayıda Black Canary konuk olacaktır. İkinci sayıyı fazlasıyla hızlı geçtik ama hikaye zaten durdurak bilmeden bol aksiyon yüklü bir hikayeydi. New 52'deki birçok serinin düştüğü yanılgıda budur, sürekli aksiyon ile okuycuyu yakalayacağını zannetmek ama hikaye gelişimi olmadan salt aksiyon hiçbir şeye yaramaz ve okuyucuyu aslında sıkar. Salt aksiyon üçüncü sayıda da devam eder, Oliver'ın savaşı naklen yayınlanır, bu tür hikayelerde hiç sevmediğim bir şey varsa oda izleyicilerin savaşın heyecanına iştirak etmesidir. Birbirine internetten yorum yazmak, yok green arrow'u parçala, gözbebeğini çıkar falan. Çizgi romanlarda sıradan halkın böyle salakça hareket etmesi  en çok nefret ettiğim şeylerden biridir. Halk kahramanının yanında olmalıdır böyle gerizekalı gibi kötü adamlar için tezahürat yapmamalıdır. Normal şartlarda bir kahramanın canlı yayında hayatı için ölümüne mücadele etmesi güzel bir fikir olabilir ama bu kadar yeni bir seride kullanılması çok kötü bir fikir olmuş.  Bu sayıda ayrıca söz verildiği gibi Black Canary'i göremiyoruz ki buradan editör müdehalesi olduğunu ve hikayenin orjinal şeklinin böyle olmadığı sonucunu çıkarıyorum, demek ki editörler Black Canary'i Oliver'ın hayatına sokmak için daha erken olduğu sonucuna varmış. Zaten dördüncü sayıda Krull seriyi bırakır ve yerine Keith Giffen gelir. 


    Giffen oldukça iyi bir yazardır, mizahi bir dil ile yazmak konusunda çok yeteneklidir, Lobo ve Ambush Bug karakterlerini o yaratmıştır. Tamda Green Arrow için gereken kişi olduğunu düşünüyordum çünkü Green Arrow eski evrende mizahi yönü güçlü olan bir karakterdi. Giffen ilk sayısında aksiyonu biraz düşürüp hikaye gelişimine yönelmeye başladı, en sonunda Oliver yeniden sokaklarda sıradan suçluların peşine düşmeye başlar ve yeni düşmanlar tanıtılmaya başlanır ama beklediğim gibi yaratıcı karakterler çıkmaz. Blood Rose adlı resimdeki kadın oldukça sıradan bir tasarıma sahip ve bu yetmezmiş gibi eline iki tanede tabanca vermişler. Cidden daha orjinal bir şey bulamamışlar mı? Kadına bari ok verselerdi veya arbalet ya da daha iyi bir fikir neden Shado, New 52'ye girişini yapmıyor ki? Bu kadınınsa Midas adlı bir ortağı var ve bu yaratık dokunduğu şeyi eritiyor. Bu üç sayılık hikaye malesef oldukça sıkıcı ve bu iki kötünün ne istediğini hiç anlamadım, altıncı sayıda hikayeleri bitiyor ve Blood Rose bir robot çıkıyor (Süpriz!).  


   Yedinci sayıda yazar koltuğuna Ann Nocenti oturuyor ve bu aynı zamanda tehlike çanlarının çalmaya başladığının işaretidir. Bu kadının eski hikayeleri konusunda bir bilgim yok bir yerlerde yazdığı Daredevil hikayelerinin övüldüğünü okumuştum ama New 52'de okuduğum hikayeleri beş para etmez. Nocenti'nin ilk hikayesi Oliver'ın kendisiyle çalışmak isteyen üçüz kız kardeşlerle karşılaşmasıyla başlar. Bu arada çizer koltuğundan George Perez ayrıldığı için çizimler yerlerde sürünmeye başlar.  Bu kızlar Oliver'ı Kanada'daki laboratuvarlarına davet ederler ve jetle yolculukları sırasında Oliver üçüylede seks yapar.  Lanet olsun! New 52'ye yönelik en büyük tepkilerden birisi kadın karakterlerin fazlasıyla kötü şekilde aşırı seks objesi gibi karakterize edilmesiyken (benimde katıldığım bir durum) bir kadın yazarın bunu yapması çok sinir bozucu bir durum. Neyse Kanada'ya varırlar birden üçüzler  Oliver'a saldırırlar , sonraki sayıda üçüzlerin  hayvanlar üzerinde deney yapan ve  kendiside kurt adama dönüşmüş babaları ortaya çıkar.  Hikayenin sonrasıysa çok tuhaf bir şekilde ilerliyor, kızlardan birisi Oliver'a yardım ediyor kaçmaya çalışıyorlar tuhaf bir kasabaya geliyorlar falan. Oldukça gereksiz ve boş bir hikaye, eğer Green Arrow'un satışları bu noktaya kadar iyi durumdaysa kesinlikle negatife düşmüştür.


    On birinci sayıda   yeni bir hikaye başlar, Oliver intihar etmek üzere olan bir kızı kurtarır ve kız aslında bir robot çıkar. Evet, kız bir tür robot yapan bir fabrikadan kaçmıştır ve duyguları hissettiği için intihar eğilimli olmuştur . Sonrasındaysa aslında bu fabrikanın insanları robota çeviren bir fabrika olduğunu öğreniyoruz. Eeee, hikaye aşağı yukarı böyle bir şey eskiden insan olan hisli robotlar fikri. Hımmm... biliyor musunuz bu şimdiye kadar gördüğüm en iyi çizgiroman fikirlerinden biri. Duygusal karmaşaya düşmüş robota dönüştürülen insanlar, bundan harika bir vertigo tarzı çizgiroman yazılır ama sorun tam olarak bu, böyle bir hikayenin Green Arrow gibi süper kahraman hikayesinde ne işi var. Uygulanışıda hüsran ile sonuçlanıyor. 


    On ikinci sayıda ise Oliver  sivil giyimiyle bir kumarhanede  takılırken bir takım Green Arrow taklitçisi kumarhaneyi soymaya kalkar. Bu tipleri görünce aklıma Merlyn nerede sorusu geldi, tam on iki sayı oldu ama klasik Green Arrow düşmanlarından hiçbiri ortaya çıkmadı; Kont Vertigo, Shado, Merlyn, Clock King, China White, Brick, Drakon nerde bunlar yav? Sayının yarısında Oliver Çin'e gider orada zombi çinlilerle savaşmaya başlar. Oha! iş iyice rayından çıktı, Amerika'da yaşayan düzenli  bir okur olsam bu sayıya kadar bırakmadıysam eğer, bu sayıda kesinlikle Green Arrow almayı bırakırdım. Sonrasında New 52'de on üçüncü sayılardan önce özel olarak sıfırıncı sayılar çıkarılır. Bir tür karakterlerin orijinlerini anlatma çabaları, Green Arrow'un da yeni evrene göre orijini anlatılmaya çalışılmış ama fazlasıyla boş bir orijin olmuş bu yüzden üzerinde durmaya değmez (Onun yerine yıl biri okuyun linki tekrar hatırlatıyorum). On üçüncü sayı zombi çinliler öyküsünü devam ettirir son sayfasında ise başka bir kahraman olan Hawkman görünür. On dördüncü sayı ise bir crossover hikayesidir  Green Arrow'da başlayıp Hawkeye ve Deathstroke sayılarında devam eder.  Bu hikayeden bahsetmeyeceğim çünkü diğerlerinide okumak gerektiğinden atladım, diğerlerine sıra geldiği zaman bahsederiz. Ama şunuda eklemeden geçmeyim, çıkıpta yayını durdurulma tehlikesinde olan üç tane seri arsında crossover yapmak nasıl bir mantıktır anlayabilmiş değilim. Zaten satmayan bir seriye bir hikaye için birde diğer satmayan seriyi mi aldırmayı planlıyorlardı. Neden Green Lantern ile doğru düzgün bir crossover yaptırmadılar veya benzer düşmanlara sahip olduğu Batman  ile (ha pardon o benzer düşmanlar hiç kullanılmadı ki) ya da artık Black Canary hikayelere yavaştan giriş yapsaydı , yeni tanışsalardı veya neden eski devamlılıktaki düşmanları kullanmak kimsenin aklına gelmiyor. Roy Harper ve Mia'dan hiç bahsetmiyorum bile ki Roy sadece sıfırıncı sayıda görünüyor ondan ilerki incelemelerde bahsedeceğim. Neyse son iki sayıdan da bahsedelim ve Lemire öncesi Green Arrow'u kapatalım.   

    Son sayıda yasadışı köpek dövüşleri yaptıran bir kötü adam var ve şehrin kontrolü için Oliver ile mücadele ediyorlar. Bu hikaye diğerlerinden de beter durumda. Çizer yine değişiyor ve öncekinden de daha kötü çizimlerle karşı karşıya kalıyoruz. Öykü ise herhalde  Nocenti'nin Arrow serisindeki rezalet yazarlığının dip noktasıdır ve bu kötü çizimlerle birleşince ortaya tahamül edilemeyecek kadar kötü bir hikaye çıkıyor.  Yasadışı köpek dövüşleri ve küçük bir çocuk bu köpeklerle dövüşüyor , aşırı seksleştirilmiş bir kadın... off bu hikayeyi hafızamdan silsem daha iyi. Büyük ihtimalle bu sayıdan sonra yayın durdurulacaktı ama yepyeni bir yaratıcı ekip bu enkazı devralır ve Jeff Lemire dönemi başlamış olur. 

   Şimdi bu 0-16 arasındaki merak edilen sayıları son kez analiz edelim.  Sorunu aslında hepiniz az çok anlamışsınızdır, yazarlar bu yeni evrende Green Arrow ile ne yapacaklarını bir türlü bulamamışlar. Sarpa sarmış eski seriden olabildiğince uzaklaşmak için denenen her fikir karakteri kişiliğinden uzaklaştırıp tanınamayacak saçma sapan bir şeye dönüştürdü. Az bir şey yardımcı karakterlerden de bahsedeyim. Naomi ve Jax malesef hiç parlama şansı elde edemediler ve hiçbir yazarın aklına da onlar üzerine bir şey yazmak gelmedi, onların Oliver ile olan geçmişi, dostluğu ön planda oldukları bir hikayede anlatılabilirdi, bir diğer yardımcı karakter olan sürekli Oliver'ın şirketinde gözü olan Emerson da aynı şekilde fazlasıyla yüzeysel bir karakter olarak kalıyor. Bir türlü anlayamadığım şey ise yazarların sürekli yeni düşman yaratmaya yönelik umutsuz çırpınışları oldu. Evet yeni evrene yeni düşmanlar eklenmelidir ama sürekli farklı rakiplerin gelip gitmesi hiçbirini akılda kalıcı bir düşman yapmadı. On altı sayı boyunca, ardı ardına dört sayılık devamlılığı olan bir tane bile hikaye çıkmadı  (aslında 0. sayıyıda eklersek 17).  Şahsen eski evrende yapılmış bütün saçmalıkların unutulup, yeniden bildiğim Oliver karakterinin geri gelmesini isterdim.  Black Canary ile bir dargın bir barışık , Kont Vertigo ve Merlyn ile mücadele eden Star City'nin koruyucusu Green Arrow ailesini (Roy,Conner ve Mia dahil) görmeyi daha çok isterdim. Reboot'un kötü ve saçmalayan olayları silmesi gerekir karakteri daha da saçma hale getirmesi değil.

 Son olarak bir bonus niyetine Jeff Lemire'in devraldığı serinin 17. sayısının ilk sayfalarından bahsedeyim. Hani şu Oliver'ın şirketine konmak isteyen Emerson vardı ya, 17. sayıda bunu başardığını görüyoruz ama bakın sonra başına ne geliyor:

Birde Naomi ve Jack karakterleri vardı hani 16 sayı boyunca Oliver'a yardımcı olan, bakın onlara ne oldu:


   İşte reboot diye buna derim, Lemire eski sayılarla ilgili her şeyi aniden yok edip taptaze bir başlangıca yol aldı. Normal şartlarda gereksiz karakter ölümlerine kızmam gerekirdi ama 16 sayı boyunca saçmalık okuyunca bu karakterlerin Green Arrow' hiçbir katkısı olmadığını görmüş oldum ve bu yüzden öldürülmelerine pekte ses çıkarmıyorum.  İşte 17. sayıdan önce neler olduğunu öğrendiniz, artık neden Tççt'de serinin 17. sayıdan başladığını da öğrenmiş oldunuz. Öncesini okumanın hiçbir anlamı yok çünkü gördüğünüz gibi tüm yardımcı karakterler öldürüldü, hiçbir kayda değer düşman ortaya çıkmadı, hikayeler tamamen yok sayıldı ve o  rezalet sayılara maruz kalmaktanda kurtulmuş oldunuz bir anlamda.

"Cobra"














0 yorum:

Yorum Gönder