Evet sevgili okurlar, artık heyecan dorukta ve sona doğru
yaklaşırken belki de tüm sezonun en farklı bölümüyle karşınızdayız.Hoş, her ne
kadar farklı olsa da ben yönetmenin ve senaristlerin yerinde olsam daha farklı
bir bölüm yapardım.Mesela bölüme Thanagarialıları koymak yerine, evet
yanlış duymadınız Thanagarialılar, başka
bir DC Comics kahramanı koyardım.Ama gel gör ki bu animasyon serisi ekibi benim
gibi düşünmüyorlar.Bu arada bilmeyenler için
Thanagarialıların kim olduğunu bilmeyen arkadaşlarımız için belirteyim,
DC Comics’ te kanatlı bir dostumuz var; Hawkman ve kendisi işte bu ırka dahil
bir kahraman.Bunun haricinde büyük
savaşa hazırlanırken eski bir dostu da görüyoruz tekrardan; Goggan, hani
Myglom’ un yerine hapishane müdürü olan mürekkep balığı şeklindeki yaratıktan
bahsediyorum.
Bölümümüz kaçınılmaz
olarak meşhur gemimizde başlıyor.Appa Ali Apsa’ nın gemiye bağlanması ve
yakında gerçekleşmesi muhtemel bir Kırmızı Fener saldırısını önceden engellemek
için ‘’ Deniz Feneri ‘’ isimli bir aygıtın yok edilmesi gerektiğini söylemesi üzerine görevimiz
başlamış oluyor.Unutulmuş Bölge’ nin sınırında bulunan arasına gizlenmiş, kayıp
bir uygarlık tarafından inşa edilmiş olan bu Deniz Feneri, savaş için kilit
role sahip.Bu aleti çalıştırmaya yarayan şifrenin yıllar önce bu aygıtı bulmaya
giden arkeolog Yeşil Fener Tauverus tarafından bilindiği düşünülüyor fakat
Tauverus yolculuğa çıktığından beri uzun zamandır kendisinden haber
alınamıyor.Ekibimizin yolu ise sonunda Goggan’ ın müdürü olduğu o sarı taşlarla
bezeli hapishaneye düşüyor ve aradıkları Yeşil
Fener Tauverus’ un çoktan kemikleşmiş cesedi ile karşılaşıyorlar.Peki o
halde şifre kimde ? Thanagarialıların bu bölümde üstlendikleri görev ne ? Bu
ırka mensup hapishanedeki Byth Rok’ un önemi ne ? İşte bunların hepsini bölümü
izlediğinizde öğreneceksiniz, o zaman şimdi incelemeye başlayabiliriz.
Daha bölümün başında gördüğüm Kırmızı Fenerler’ e ait savaş
kruvazörü, bir tane bile olsa beni deli gibi heyecanlandırmaya yetti de arttı
bile.Gönül isterdi ki bu kruvazörün başında Atrocitus olsun ve kendisini
görelim ama onun yerine Kırmızı Fenerler’ den Bleez ve birkaç farklı karakteri
görüyoruz.Malumunuz takımımız hep artıyor
ama hiç eksilmiyor, Hal, Kilowog, Aya ve Razer mahşerin dört atlısı
misali on bir bölümdür beladan belaya atlıyorlar.Kırmızı Fenerler’ e karşı
kuvvet toplamak için çıktıkları yolda bunun haricinde her şeyi
yaptılar.İsterseniz – eğer olursa - büyük savaş öncesi, tahminen savaşta kimleri
görebileceğimizi sayalım; Hal Jordan, Kilowog, Aya, Razer, Mogo, Kraliçe
Iolande ve büyük bir ihtimalle Mavi Fener takımının gayr-i resmi olarak
kurulduğunu düşünürsek Aziz Walker.Bakalım bu liste tam tetematıyla savaşta boy
gösterecek mi ?
Bu bölümde
animasyonlarda ufak detaylara önem verilmişti, mesela Byth Rok’ un deri
şeritlerinin ‘’ deri ‘’ olduğunu hissedebiliyorduk hatta uçarken uçarken
kanatların hafif dalgalanışı bile düşünülmüştü.Önümüzdeki iki bölümde de böyle
olursa muhteşem olacağına eminim.Tam on bir bölümdür Hal Jordan’ ın kostümünün
değişmesi gerektiğini düşünüyorum, gerçek bir zırh görünümüne sahip olmalı.Bu
arada Hal Jordan demişken, kendisinin Deniz Feneri’ ne ait şifreyi almak için
kullandığı yol gerçekten çok iyi düşünülmüştü, izlerken şaşkınlığımı
gizleyemediğimi belirtmem gerek.
Aksiyonun tavan
yaptığı sahnelerde, tam adrenalin patlaması yaşamak üzereyken Goggan birden
mürekkep şeklinde gaz çıkarıyor.Tamam komedi olmasın demiyorum ama o komedi o
sahnelerde çok mu gerekliydi ? Bence değildi ! Ama birkaç sahnede güldüğümü
itiraf etmeliyim, Hal Jordan, Thanagarialı Bumpy ile savaşırken o dev cüsseli
Bumpy’ nin sırtına taş darbesi aldığında attığı kadınsı çığlık beni
güldürdü.Bir diğeriyse son dakikalarda Byth Rok’ un tam akıllandığını
düşünürken, birden ‘’ … Ama bu bizim savaşımız değil .. ‘’ diye çark etmesi de
o sahnenin gayet iyi bir komedi unsuruydu.
Böylelikle bir incelemenin daha sonuna geldik,
şimdiden iyi seyirler diliyorum, hoşçakalın.
‘’ Hellbazer ‘’
0 yorum:
Yorum Gönder