Adventures of Superman Sezon 2 - 2. Kısım




Bir çocuğu mutlu etmekten daha güzel ne olabilir dünyada ? Büyük olduğunu iddia edenlerin küçük,hırs,kin ve nefretle dolu kalplerine inat , küçük bir çocuğun daha düşmanlıkla dolmamış temiz , devasa kalbinden daha mükemmel ne olabilir ? Hangi çocuk hak eder şiddeti , esareti ve burada saymayacağım daha doğrusu sayamayacağım onca kötü şeyleri ? Bana kalırsa büyüklerin dünyası küçük çocuklar için tehlikeli , en azından geçmişte değilse bile günümüzde fazlasıyla tehlikeli.Kendimizi mutlu edemediğimiz , aklımızdaki  hesaplarımızda , geçim dertlerimizde boğulduğumuz şu zamanda çocukların da bu derece karamsar , yaşından beklenmeyecek kadar ciddi ve gereğinden fazla mutsuz olmalarının tek suçluları biziz.Çünkü çocuklarımıza , çocuk olmayı , içindeki çocuğu daima yaşatabilmeyi değil nedense bir an önce hayata atılmayı , gözü açık olmayı , gerekirse kurnaz ve hileci olmayı öğütleyip , öğretmeye çalışıyoruz.Eğer bugün temiz , yaşanılabilir ve daha mutlu bir dünya istiyorsak eğer çocuklarımıza izin verip , çocukluğunu yaşamalarını ve bu çocuğu da hiçbir zaman kaybetmemelerini sağlamalıyız.
 
 
 Böyle bir giriş yazısı yazmamın bir sebebi var tabiki de.Konu bütünlüğüyle bağlantısız giriş yazıları yazmadığımı az çok anlamışsınızdır haliyle.Ama bağlantıyı kurabilmek için biraz sabretmeniz gerekecek.

 
AoS ikinci sezona tüm hızıyla devam ediyor ama sezonun ilk yarısındaki tüm hatalarıyla.İşin doğrusu ‘’ Ben yönetmen veya senarist olsam… ‘’ diye bir cümle kurmaya hiç niyetim yok.Çünkü böyle bir cümle kurmaya başlarsam emin  olun on sayfaya yakın yazabilirim , hata ve özentisiz çalışma o kadar fazla ki bu sezonda.İkinci sezon benim için gerçekten hiç geçmedi.Sanki bu sezonun ilk bölümünü izleyeli yıllar olmuş gibi.

 Lois Lane ve az da olsa Jimmy Olsen , Clark Kent ‘ in Superman olduğundan şüpheleniyor sezon boyu.Burası tamam.Şüphelenmekte de haklılar , Clark ‘ ın sanki hiç Superman olduğunu belli etmemek gibi çabası yok sanki.Senaristlerin akıllarındaki düşüncenin farkındayım , ‘’ Lois Lane , Clark Kent ‘ in Superman olduğunu ha anladı ha anlayacak ‘’ adrenalini yaratmaya çalışıyorlar ama bu kadar mantıksız olması beni gerçekten sinirlendirdi.Yani düşünün Lois Lane zaten sürekli şüpheleniyor ,Clark Kent karşısında ikide bir gözlüğü çıkartıp duruyor dalga geçer gibi .Bu durumla birçok bölümde karşılaştım artık şu bölüm veya bu bölüm diye isimlendirmeyeceğim çünkü sayılacak kadar az değiller.



 Mesela Golden Vulture bölümünden bir kesitten bahsetmek istiyorum.Superman , aklını yitirmiş , korsanlara benzeyen kötü ruhlu gemi kaptanını ve mürettebatını  durdurmak üzere bir gemiye doğru yol alıyor , gemiye de sağ salim varıyor.Buraya kadar her şey doğal.Sonra bir köşeye saklanıp birden bire takım elbise-gözlük karşımıza çıkıveriyor.Superman uçarken ne elinde takım elbisesi olan bir poşeti vardı ne de mürettebatta kendisiyle birebir aynı takım elbiseyi giyen bir insan vardı.Zaten bu sahneyi gördükten sonra eleştirilerimde ne kadar haklı  olduğumu anladım.Sezonun ilk yarısından sonra bilerek düşürdüğüm beklentimi bile karşılayamadı bu sezonda  ne yönetmen ne de senaristler.Anlamakta güçlük çektiğim noktaysa şu , bu kadar emek harcıyorsun , uğraşıyorsun da neden sonucu böyle ? Sanki yönetmen ve senaristlere silah zoruyla yaptırıyorlar bu işi.Sezonun birkaç bölümü dışında gerçekten izlenesi bir bölüm çıkaramamışlar , bu sezon için yazdığım ilk  incelememde söylediğim gibi orijinal fikirlerle gelip , heba edip gitmişler.

 
 Çizgi roman uyarlaması film veya dizilerde mantık aramam , arayanları da pek anlamam.Bana Dünya üzerinde uçan bir adamın olmasını mantıklı hiçbir sebeple açıklayamazsın zaten veya uzun kulakları olan yarasa kostümlü sıradan bir adamın o kadar belaya bulaşmasına rağmen , her ne kadar dövüş eğitimi almış veya dedektif ruhu olursa olsun ölüp gitmemesinin mantıklı açıklaması zaten yok.Ama sen kalkıp da bu şekilde mantıksızlık sınırlarını fazlasıyla zorlar , üstüne de izleyiciyle dalga geçer ve oyuncuların emeklerini böyle yok edersen , yapılan işin ciddiyet ve özen yoksunu olduğunu kanıtlamaktan öteye gidemezsin.
 Yakın zamanlardaki çizgi romanlarda artık karşılaşmasak da , Superman ‘ in yakın bir dostu vardı belki hatırlarsınız , Bibbo Bibbowski.Kendisi Superman hayranı olan bir barmendi.Eski Superman çizgi romanlarında sevdiğim karakterdi kendisi.Zaman bizden onu da alıp götürdü.My Friend Superman bölümünde bana Bibbo ‘ yu hatırlatan bir karakter olmasa belki şuan aklımda bile olmazdı.Tony adındaki bu karakter , tam bir Superman hayranı ve duvarındaki bükülmüş namlulu tüfeği gösterip Superman hakkında hikayeler anlatıp duruyor ve sonunda Superman ‘ e günü kurtarmasında yardımcı da oluyor.Bu bölümün diğer eğlenceli yanıysa , Superman ‘ i daktilo başında hızlı hızlı yazı yazarken görmekti.Sezon içindeki bu bölüm açıkçası ilaç gibi geldi.



 Bir de Semi-Private Eye bölümü vardı ki evlere şenlik.Jimmy Olsen ‘ ın beni bu kadar güldüreceğine pek imkan veremezdim.Sezonun gerçekten mizahı en bol bölümüydü.Jack Larson ‘ un bu bölümdeki avanak mimikleri ve bir o kadar da avanakça hareketleri eminim herkesi güldürecektir.Beware The Wrecker bölümü ise yukarıda saydığımız hataları gözardı edersek kurgu bakımından en başarılı bölümdü.Küçük oyuncak tarafından yapılan sabotajlar ve bu sabotajların kim tarafından yapıldığını son dakikalara kadar çözemememiz , diğer bölümlerin basitliğine nazaran ortaya gayet iyi bir iş çıkmasını sağlamış.Jungle Devil bölümü ,Superman ‘ in gorile benzeyen garip bir yaratıkla dövüşmesiyle olsun , elinde kömürü  sıkarak elmas haline getirmesiyle olsun gayet hoş dakikalar yaşattı  , sezonun gayet iyi bölümlerindendi. Ama gel gelelim öyle bir bölüm vardı ki , bana tüm sezonun olumsuzluklarını kenara  koyup , üçüncü sezona daha iyi duygularla başlamam için bir sebep verdi.Around The World with Superman , sezonun son bölümü ve bu kadar güzel bir iş çıkarmak için neden yirmi altı bölüm beklediklerine anlam veremediğim bir bölüm.
 
 

 Superman , her ne kadar uzaylı olsa da insan olmayı insanlardan daha iyi başarıyor gerçekten.Bu çizgi roman karakterini bu yüzden seviyorum.Karşısındaki insanın mutluluğuna , tebessümüne değer veriyor.Ayrıca kendisinde çocuk sevgisi ve çocuksu bir ruh da var.En azından artık ‘’ klasik ‘’ olarak tabir edebileceğimiz serilerinde , küçük bir çocukla hoş muhabbetlere şahit olabiliyorduk.Kendisi , bu kadar popüler olup aynı zamanda çocuklarla da bu kadar yakın ilişki kurabilen nadir karakterlerdendir.Mesela Batman için bunu söyleyemiyorum , niye söyleyemediğimi de az çok tahmin edebiliyorsunuz , lafı uzatmaya gerek yok.
 
Around The World with Superman , aslında bölüm yapısı itibariyle ilk sezondaki The Birthday Letter bölümüne benziyor ,belki de hemen hemen aynısı.Ama ilk defa Superman ve Daily Planet muhabirleri kötü adam avında değiller.Bu sefer amaç daha farklı.Görme engelli , babası tarafından terkedilmiş küçük Ann ‘ e  yardım etmek.Hem de bu küçük  kız Superman ‘ in varolabileceğine inanmıyor.Tabiki Superman da boş durmuyor , bu küçük  kızın ameliyatına X-Ray bakışları ile doktorlara yardım  ederek kızın gözlerinin düzelmesine katkıda bulunuyor.Sonrasında ise Ann ‘ i kucağına alarak Eyfel Kulesi , Arabistan çölleri ve daha birçok yeri geziyorlar.Tabii sürprizler burada son bulmuyor ancak dahasını ben anlatmayayım , izleyin ve görün derim.Yirmi beş  dakikanın içine Superman ‘i  Superman yapan bir hikaye sığdırmayı başarmışlar gerçekten. Her bölümde değil ama sonraki sezonda birkaç bölümün bu tarz olması memnun edici olur gerçekten.
 Son olarak , iki sezon elli iki bölümün ardından , şunu söylemek isterim ; daha uzun uzun Superman ile birlikte olacağız.Bir sezonun kötü gidişatı beni olumsuz etkiledi mi ? Başlarda belki evet derdim ancak , gelecekteki  sezon neler getirir  neler götürür çok merak ediyorum.Her şeyin başındaki olumsuz düşüncelerimden sıyrıldım.Belki sürekli tekrar ediyorum ama bu filmleri dizileri izlemek ayrı bir zevk.İzleyin , izlettirin.En azından ben izlemeye devam edecek ve eleştirilerimle karşınızda olmaya devam edeceğim.Şimdiden iyi seyirler diliyorum , hoşçakalın..
 
 
‘’ Hellbazer ‘’










0 yorum:

Yorum Gönder