Çizgi Roman ve Okuma Alışkanlığı


Resimdeki kim mi? Yellow Kid... İlk çizgi roman karakteri ve her şeyin başladığı yer...

Öncelikle bu konu daha önce Facebook sayfamızda da paylaştığım bir hususun varabileceği noktalar ile alakalı. Bildiğiniz (veyahut bilmediğiniz) üzere ÖSYM haftasonu yaptığı YGS sınavında bir paragraf sorusu yanıtladı. Sınava giren bir öğrenci olarak sorudan oldukça rahatsız oldum. Soru çizgi romanı adeta küçümsüyor, önemsiz bir şey sayıyordu.


İlgili paragrafta "Neler okuyorsunuz diye sorulduğunda insanlar Pecos Bill, Red Kit benzeri şeyler okumaya bayıldığını söyleyenler de var." diyor. Peki çizgi roman okumak kötü bir şey midir? Değil midir? Faydaları nelerdir? Gelin onlara birlikte bakalım.

Çizgi roman okumak ilk olarak insana okumayı sevdirir. Bu en basit özelliğidir. Bu basit özellik aslında çoğu kişide olmayan bir şeydir aslında. Çizgi roman okumaya başladıktan sonra bir yerden sonra kendinizi frenlemiyor her şeyi okumaya başlıyorsunuz. Vahşi batı temalı hikayelerden fantastik bilim kurguya kadar bir sürü alan sunuyor size. Okumayı sevmeyen insana bile çizgileri, renkleri ile okumayı sevdirebiliyor çizgi roman. En basitinden bir örnek vereyim: Conan'ın yaratıcı Robart E. Howard'ın bir kitap yazarı olduğunu ve Conan ile ilgili onlara kitap yazdığını (bakın çizgi roman değil direkt cild cild kitap) biliyor muydunuz? Robert E. Howard'ın Conan karakteri belki bir süre sonra unutulacaktı. Peki 1936'da ölen bir yazarın yarattığı karakteri hâlâ okuyabiliyorsak, kitaplarından alınan gazla filmleri çekilebiliyorsa... Çizgi romanın hiç mi faydası yoktur?

Eğer 1980 ve sonrasında doğduysanız büyüklerinize, öncesinde doğduysanız kendinize sorun. Birkaç nesile okuma yazmayı sevdiren ve en çok okuduğu dergi olan Teksas-Tommiksler değil mi? Bugün okuma alışkanlığı kazanan, okumayı ve sanatı seven büyüklerimiz bu kitaplarla başlamadılar mı işe?



Hepimiz içerisinde bol bol resim olan Cin Ali'lerden, Ökkeş'lerden öğrenmedik mi okumayı? Bize okumayı sevdiren ilk başta bu resimler değil miydi? O zaman çizgi roman gibi resim ve edebiyatın başta olmak üzere 5den fazla sanat dalını içinde bulunduran bir alan nasıl gözardı edilebilir? 

Çoğu kişiden çizgi romanlar için "Çocuk işi, bu yaşa geldin hâlâ bunları mı okuyorsun?" tarzı yorumlar duymaya o kadar alıştık ki. Verilecek çok basit cevaplar var. Bunları diyen insanlar büyük ihtimal V for Vendetta, Watchmen, Batman izlemiş kimselerdir. Peki onlar bu eserlerin çizgi romanlardan çıktığından haberdar mı? İnanın genç ekip olarak yaptığımız çoğu seri için "Bunun içerisinde küfür geçiyor +18 ibaresi mi koysak, azıcık cinsellik var belirtsek mi acaba?" diye kırk takla atıyoruz. İnsanlar hâlâ çizgi roman için bilinçsizce çocuk işi diyebiliyor.

İşin bu tarafını bir yana bırakın. O kalın ciltli ağır dilli kitaplar çizgi roman aracılığı ile daha cazip hâle getirilemez mi? Şahsen çok ağır dilli eserler okumayı çizgi roman harici seven biri olmama rağmen bir yayınevi tarafından çıkartılmış Machbet hikayesini okuduktan sonra okunacak kitaplar listeme ekledim. Belki kitabı okuduktan sonra çizgi romanını çok yetersiz bulacağım. Belki kitap çok sıkıcı gelecek orasını bilemiyorum ancak bu eser çizgi roman ile ilgimi çekmeyi başardı mı? Hedefe ulaşıldı mı? Ona bakmak gerekir.


Çizgi romanların bir diğer yanı ise insana sadece okumayı değil aynı zamanda diğer tüm sanat dallarına saygıyı öğretmesi. Çok beğendiğim bir çizgi roman kapağı ile karşılaştığımda oradaki yaratıcılığa, renklerin coşkusuna, çizimdeki detaylara hayran kalmamak elde değil. Resim çizme konusundaki yeteneğim çok çok zayıf olsa da çizgi romana olan sevgim aynı zamanda resme de yansıdı. Çoğu kişinin çok sıkıldığı "Sanat Tarihi" dersinden büyük keyif alır oldum. Oradaki eserlerde kimsenin farkedemediğini farkedebilmek, sanattan anladığını hissedebilmek muazzam bir duygu. 

Çizgi roman okurluğu mevzusuna geri dönecek olursak acaba şu an insanlara okumayı nasıl sevdirtebileceklerini hiç düşündüler mi? Kütüphanelerimiz ders çalışma odası veyahut ödev aracı olarak kullanılırken, ülkede 10 kişi başına 1 kitap düşerken insanlara okumayı nasıl sevdirebilecekler? Yıllar yıllar önceki gibi çizgi romanları yakarak hallolacak iş mi bu? Veyahut çizgi romanın çok ciddi bir mecra olduğunu ne zaman farkedecekler acaba.

Eminim bu yazıyı 1-2 hafta sonra okuduğumda aklıma eklenebilecek onlarca şey gelecek. Ancak hem okuyanları daha fazla sıkmamak hem de kendimi fazla zorlamamak açısından yazıyı burada bitirmek daha akıllıca olucak sanırım. Kapak barkodlarına eklediğimiz söz ile bu yazıyı bitireyim. 

"Çizgi Roman okuyun, okutturun..."

Bir sonraki makalede görüşmek üzere!

 "House"


0 yorum:

Yorum Gönder